25 Kasım 2013 Pazartesi

Happy 4 !!

Hep diyorum ya, Teyzeyim Ben! diye.. İşte bu konulu bir yazı daha :))

Benim minnakcık yakışıklım 4! oldu :)) Kocaman oldu, çok tatlı bişi oldu... 
Bu vesileyle kociş, ben ve kurubiklerim İstanbul yollarına düştük bu hafta sonu. 
Nasıl özlemişim hem prensesim Azra'mı hem de minik yakışıklım Çağan'ımı !!
Hasret giderdik biraz da olsa, über güzel oldu...

Bi tema arayışlarım vardı biliyosunuz, geçen aydan bu yana.
Ancak olduramadım, orjinal bir fikir tutturamadım.
Yine de yaptığım kurabiyelerden çokça memnun olduğumu söylemem lazım. Çocuklar da bayıldı!! :)) Onlar bayılınca ben de pek mutlu oldum! 

Aslında yola "safari" temasıyla çıkmıştım. Aslanlar, kaplanlar, zürafalar, zebralar... Bir yere kadar buna sadık kalabildiğimi düşünüyorum :)) Ama bakıldığında sadece "safari" hayvanlarının olmadığı da aşikar tabi! 

Yine de bu şirin kurabiyeler, çoğunu kalıp kullanmadan yaptığım düşünüldüğünde, benim için advanced seviyede bir çalışma oldu diyebilirim :ppp

Buyrunuz efenim, Çağan'ımın 4. yaş kurubikleri !!!


bir aslan miyavvv dedi !! :)) 

 
mor burunlu pembe domuzcuk :))

                                                  uçan mor fil jumboo :))

gülümseyen zebra :)

bir öncekinin aksine, ufacık tefecik pörtlek gözlü baykuşum

kocişin de büyük katkılarıyla, yemelik kaplancık ! :))

sevmelere doyulmaz pandaa :)) 

senin üzerinde biraz daha çalışmam lazım zürafacım!

çağanın "cöcen teyze bu gercedan mı"  dediği hippo kardeş :))

gülüşü yandan çarklı maymun :)) 

işteee benim hayvanlar alemim a dostlar :) =) :) 


Yapacak başka hayvan kalmayınca, ama elimde kurabiye artınca, geri kalanını da bu şekilde değerlendirdim kurubiklerin. Biraz karmaşa oldu modeller, ama çok istediğim bebek el ve ayağı kalıplarımı da bu bahaneyle denemiş oldum :)))


Bunlar da, kurubiklerimizin paketlenmiş halleri. 
Onlar artık yok. Hepsi birer dünya tatlısı ufaklığın midesinde...
Ablam saklamak üzere bi tanesini bile kaçıramadı ellerinden :))

 


Çağan'ım
Nice mutlu yaşların olsun!
Pırıl pırıl geçsin kocaman ömrün... 

Teyzen seni çoooooooooooooooooooooo...oook seviyor!!

18 Kasım 2013 Pazartesi

Sevindirik!


Sevdiğin insanları, sevdiğin işi yaparak sevindirmek ne güzel bi’şeymiş!
İşte bu nedenle bu postun adı Sevindirik :))

Bir haftadır, iki dünya şekeri insanın nişanı için kurubik yetiştirme telaşındaydım.
Hala yaptığım işlerde çokça kusur bulsam da, sevdiğim insanlardan beni mutlu eden tepkiler alınca “o kadar kusur kadı kızında da olur” moduna bağlıyorum sanırım :) 

Hali hazırda çalıştığım iş yerimde, önce yolları kesişen, sonrasında farklı projelere dağılan bir grup kız arkadaşız ve son bekar bebeyimizi de bu hafta sonu nişanladık. Yazı boyunca doğrudan kız tarafı gibi görünecek olsam da, oğlumuzu da yakinen tanır ve çok severiz, belirtmeden geçmek ayıp olur :))

Efenim, kurubikleri yapmaya başlamadan evvel pek tabi öncelikle Gülsen'le modele karar vermemiz gerekiyordu. Ben nasıl bişi istediğini anlamak için çeşitli modeller gönderdim ona. Kalp sevmem dedi, insan suratı istemem dedi, tarih yazmasın isim olmasın dedi... Nihayet, sade ve zarif modelleriyle her daim beni benden alan Mia Atölye'nin bir modeline beraberce hayran olduk ve onun üzerinde çalışmalara başladık...  Ben renkleri ve elimdeki malzemelerle şekil şemal çalıştım...  

(Çalışmalardan birer kuple)

Ve sonunda son dokunuşlarını verip, BUDUR dediğimiz kurubiklere başladık!                                          


İlk kez çiçekler için kalıp kullanmadım.
Çok hoşuma giden bu basit çiçek yapımını uyguladım kurabiyelerde. Birbirinden farklı ve salaş duruşları benim çok hoşuma gitti. Bundan sonra bolca uygulamak istiyorum galiba :))

Derken etiketleri yapmak ve kurubikleri sunuma hazırlamak gerekiyordu. 
Burada söylemeden geçemeyeceğim ki, iyi ki "Paint" diye bişey var :D Benim gibi fotoşoptan anlamayan, grafik tasarım nedir bilmeyen biri için amatör de olsa idare edecek etiketler yaratmaya olanak sağlıyor :))) Bu yöntemle tasarladığım(?) bir kaç çeşit etiket içinden, gene gelin hatunla birlikte birine karar verip yola devam ettik...
(Bu arada ilk kez etiketlere blogumun adresini yazma cesareti göstermiş bulunuyorum! :)) )

Veeee sonuçta bu güzel kurubikler çıktı ortaya! :)))
 




Ufacık tefecik teknik hatalar ve kurabiye tarifimle ilgili küçük kusurlar vardı. Ancak bu yazıda bunlardan bahsetmek istemiyorum. Tarifle ilgili olarak tecrübelerimi anlatacağım ayrıca bir post gelecek en kısa zamanda. 

Bu yazıyı Gülsen ve CanCan'a sonsuz mutluluklar dileyerek bitirmek istiyorum! Çorbada tuzum olduğu içinse pek mesudum... :)))

Kendime Not: Artık bu fotoğraf meselesine bir çözüm bulman lazım!!

Öperekten!

6 Kasım 2013 Çarşamba

Vanilya Özütü Yaptım Ben :)

Arkadaş ne zor işmiş doğalından güzelinden vanilya özütü bulmak.
Vanilya aroması tamam, vanilya şurubu tamam... Ama Türkiye'de vanilya özütü bulunmuyor!
Bulunanın da fiyatı altınla yarış halinde. Eeee tüm güzel tariflerde de, vanilya özütü de vanilya özütü... Napsak ne etsek derkeeennnn....

Bayram tatili için yurt dışına gitmiştik. Kezboşum gitmeden önce, vanilya özütünü oralardaki büyük marketlerde bile bulabileceğimi söylemişti. Bulursam hem ona hem kendime kapıp getirecektim. Ancak, benim uzun uzun buna mesai ayıracak vaktim olamadı oralarda. Tek bir büyük markete denk geldim ve orada da vanilya özütü bulamadım. Ancak, fiyat olarak Türkiye'ye kıyasla çok uygun olan vanilya çubukları çarptı gözüme ve onlardan doldurdum sepetime. Derken, aldım ve geldim.

Vanilya çubuklarını doğrudan tariflerde kullanmanın hiç verimli bi yöntem olmadığını, çeşitli yerlerde okumuştum. Kezboşum yine, aldığım çubuklarla kendi vanilya özütümüzü yapabileceğimizi söyledi. Böylece, Cafe Fernando'nun tarifini uygulamaya karar verdik. (Yazısı için TIKTIK !!)

Tarif basit, 3 vanilya çubuğuna 240 gr (1.5 su bardağı kadar) votka.
Ben 4 çubuğa karşılık, 35 'lik bir votka şişesinin tamamını kullandım. 

Bundan sonrasında, en az 2 aylık bir süre özütün kıvamını almasını bekleyeceğim.
Ne kadar çok durursa, o kadar güzel bir kıvam aldığını söylediler. 
Aslında sanırım bu iş, likör yapımı gibi de düşünülebilir :))
Bu arada, içine kullandığınız vanilya tohumlarından geriye kalan çubukları eklemeye devam edebilirsiniz. Ne kadar bol çubuk, o kadar yoğun aroma! :)))

Bu da benim 4 gün önce dinlenmeye bıraktığım özütümün görüntüsü. 
Giderek daha koyu bir renk alacakmış, beklemedeyim. 
Unutmadan, karışımınızı aklınıza geldikçe elinize alın sallayın da sallayın ve güneş görmeyen oda sıcaklığında bir yerde saklayın ;)) (Bu noktada, soğan - patates muamelesi yapabilirsiniz :)) )

Öperekten takipyenler !!

Bu da Benim Yöntemim

Merhabaaaa

Bir süredir bir icraatta bulunamadığımdan, blogumu da ihmal ediyorum gibi oldu. Ama sanılmasın ki boş boş oturuyorum :)) Bu aralar, pişirmekten ziyade, düzenleme işleriyle uğraşıyorum.

Hani bahsetmiştim ya, şeker hamurlarım kurudu diye. Pek müzdarip olduğum bu konu ile ilgili nihayet bir aksiyon aldım. Öncelikle "Google is my best friend" diyerekten bir araştırma yaptım. Çeşitli blogger ve bu işin uzmanı arkadaşların yöntemlerini okudum.
Bir kısım, suyla yumuşattığını yazmıştı. Bu yöntemi açıkçası, denemek istemedim. Yapış yapış olmaktan çok hoşlanmayacağımı düşündüm :) (bknz: marshmallowdan şeker hamuru yapma girişimim)
Bir diğer yöntem, ısıtarak yumuşatmaktı. Bunun için, benmari veya mikrodalga fırınlar çokça bahsedilen yöntemlerdi. Biraz tembel bir bünye olarak, mikro dalga fırınla denemek aklıma yattı. 

Dün akşam için niyetim kurumuş hamurları mikro dalgada çok kısa süreler tutarak, yavaş yavaş yumuşatmaktı. Bunun içinse, kurumuş hamurlarımı sabahtan kaloriferin üzerine bıraktım ki birazcık da olsa açılsınlar. Zira, kurumaktan kastım şeker hamurlarının baya baya kaya kıvamına gelmesiydi ki, yumuşamasına imkan yok gözüyle bakıyordum. Ama yanıldım! :))

İşteeee takipyenler bu yöntem de benden; Kurumuş  Şeker Hamuru Nasıl Yumuşatılır?
Kuruyan hamurlarınızı, kutularının / streçlerinin içinde kalorifere dizin. Bir gün bekleyin. 
Veee sonuç mükemmel :))) 
Akşam evime vardığımda bir de baktım ki, hamurların mikrodalgaya girmesine hiiiç gerek kalmamış! Kendilerini güzelce salmışlar, tam da kıvama gelmişler. 
Tabii burada mesele, kaloriferlerin yandığı bir mevsimde olmak galiba :)

Yumuşayan hamurları bir daha benzer bir sorunla karşılaşmamak için, elimle küçük parçalar halinde yoğurdum. Eskiden yoğururken elime yapışmasın diye nişasta kullanıyordum. Ancak bu şekilde hamurda çok fazla toz kalıyordu ve bundan pek de hoşnut değildim. Gene yaptığım bir araştırmada, buna gerek olmadığını gördüm. Bu sefer elimin içine az az katı yağ sürerek yoğurdum hamurlarımı. Hem çok rahat oldu, hem de çok güzel yumuşadı. (Bu arada tadına da baktım, tadında yağla birleşince bir çikinleşme olmuyor..) 



Daha sonra bu bıdık parçaları güzelce streçledim. Bununla da yetinmedim, hava almalarını iyice zorlaştırmak için, "napsam ki ben bu güzelleri" dediğim cici kutularıma yerleştirdim hepsini. Bu yolla, ziyan olmuş hamurlarımın %90 nını kurtarmış oldum.


 


Böyleyken böyleee!
Çok mesudum sevgili takipyenler :))) 

Öperekten.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Benden Olmayacak Sanki?

Cumartesi günü, canımdan içe bitanecik güzeller güzeli, en değerlim, annemin doğum günüydü. Nasıl hevesli girdim mutfağa, söylememe gerek yok sanırım. Annem için, her zamankinden farklı bir tarif olsun diye, peynir kremalı havuçlu kapkek pişirmeye karar verdim. Tarifi de, aslında videolarını çok güzel bulduğum, Joy of Baking sitesinden aldım. Hatta tarifte bahsi geçen elma sosunu da ayrıca yaptım, kattım kekime filan. Buraya kadar herşey güzeldi, ama bi yerlerde bi şeyleri yanlış yaptım.. Kremam o kadar olmadı ki, pööörrrfff yani :((


Bütün olarak lezzetinde bir problem yoktu. Keki pofur pofur güzel oldu, kremasının da tadı tuzu yerindeydi. Ama ah o kıvamı öyle olmadı ki, sıkarken öyle akışkandı ki.. Haliyle sıkmadım, buladım gibi oldu. (Buraya Vasfiye Teyze tonlamasıyla, süzme yoğurt torbası büzüşme efekti koyuyorum ^.^ )


 
Bu konuda benim tahminim; daha önce yapmış olduğum tarifte krem şanti de kullanıyordum ancak bu kez tarife sadık kalmak için sadece pudra şekeri kullandım, bu nedenle tutturamadım kıvamı. Bi şekilde, dolapta da bekletmiş olmama rağmen, olduramadım.
Kremanın kıvamını tutturmak için süt tozu ekleyebilirsiniz, diye okumuştum bir blogda. Malesef, basiretim mi bağlandı nolduysa, bunu da yapmayı unuttum... 

Canım annem çok beğendiğini defalarca kez söyledi elbet.
Herkes afiyetle de yedi. 
Ama benim içime hiiiiç sinmedi. 
Krema konusunda çalışmam lazım, çoook çalışmam lazım...
 
 En kıymetlim, nice mutlu sağlıklı hep birlikte yaşlarına!


Böyleyken böyle..

Öperekten!!

4 Ekim 2013 Cuma

Kuşlara Takıntılı Olduğum Doğrudur

Merhabalaaaar

Bu blogda çok fazla kişisel manyaklıklarımdan bahsetme niyetinde değilim ancak, yeni cicilerimi paylaşmadan önce küçücük değinmem gereken bi'şey olduğunu fark ettim: Kuş Takıntım!

Düğün temasını dahi dallar üzerine konmuş kuşlar olarak seçen bir gelin olarak, evimin çeşitli yerlerinde de dekoratif kuş objeleri görülmekte. Kuşlara canlı olarak, her hayvana olduğu gibi, bir sevgim var elbet ancak benim takıntım biraz daha kuşlu objelerle alakalı :)) 

Bu nedenle, her yaptığını çok beğenerek takip ettiğim arkadaşım Pecolata'nın elleriyle hazırlayarak, instagramda yayınladığı şu fotoğraf beni benden almıştı.
 
 Nasıl ama? Çok mütiş değil mi ? 
Kalp Kalp Kalp  ^.^

Bunlara hayran kalmışken, bir internet sitesinde kalıplarına rastlayınca tabi ki havalara uçtum! Derhal siparişini verdim ve elime geçer geçmez de mevcut renklerle (evet hala yeni şeker hamurları alamadım:(( ) ben de aşağıdaki kurabiye dekorunu hazırladım. Şimdi, yeri gelsin de birilerine bu modelden yapayım diye beklemedeyim :))

Sarı kanarya olmuş, ehi ^_^

Aynı siparişim sırasında, bir de yeğenim aşkım Çağan için doğum günü konseptinde faydası olur diyerek bir grup kalıp almıştım. Elim hamura karmışken, bir de onları denedim. Çok yaratıcı olamadığımı kabul ediyorum. Maksat kalıpları denemekti diyelim :))

Happy 4th Birthday to my little Sir, gibisinden :))

Yine büyük hayranı olduğum Mia Atölye'nin son zamanlarda yayınladığı, bir çiçek buketini andıran fotoğrafa takıldım bir de! 

 Sizin de içiniz açıldı, di mi? :))

Bir süredir benim de denemek istediğim Ruffle yapımını bunun üzerine hayata geçirdim. Ama bilin bakalım noldu? Beceremedim :))) Teknikte bir hata yaptığımı sanmıyorum ama, yuvarlakları kestiğim kalıbı daha küçük seçmeye ve kesinlikle güzel renkleri bir araya getirmeye karar verdim. Bir de, kurabiye üzerinde çalışmam gerektiğini anladım. Yapıştıracak düzgün bir zemine ihtiyacım varmış meğer ^.^


Evet, tek başına fotorafını yayınlayınca çok anlamsız duran Ruffle kurabiye dekorumu da böylece toplu bir fotorafta araya kaynattım :D


Öperekten!

22 Eylül 2013 Pazar

Açılmasın Aralar!

Uzun zamandır elimi şeker hamuruna karmamışım. Bu hafta sonu kısa süreliğine de olsa, denemek istediğim bir kaç modeli çalışmak için mutfağıma kapandım. Buna en büyük vesile hayranlıkla takip ettiğim pastacı blogları oldu galiba. Bir de durmadan beni gazlayan, ihmal ettiğimi hatırlatıp duran pek sevgili eş dost.. :))

Malesef, son kullanımda güzelce muhafaza edemediğim şeker hamurlarımın büyük bir kısmının kuruduğunu fark ettim. Sınırlı renkle de olsa denemelerime başladım.

Öncelikle çokçok sevdiğim baykuş modelini çalıştım. Sanırım hayalimden biraz iri bir baykuş oldu. Sonraki denemelerimde daha minik daha sevimli türlerini deneme niyetindeyim :)) Yine de şirin olmamış mı ama? Tombik baykuşumla tanışın!



Bunun yanı sıra bir de buket yapasım vardı ki, onu da ilk seferimde sınırlı renklerle deneyebildim. Farklı hayallerim vardı oysa.. Yine de fena olmadı ama sanki, ne dersiniz?



Bir kapkek delisi olan ben, bir kapkek pastalı doğum günü teması yaratmaya çalıştım. Yaklaşmakta olan yeğenim Çağan'ın doğum günününde bu modeli biraz geliştirip kutlamalara götürmeyi düşünüyorum. 



Son olarak, bayıldığım hikayeli kurubiklere bir başlangıç düzeyinde giriş olsun diye, bir kız bir erkek model çalışma gayretine girdim. Bir gıda boyası kaleminin şart olduğunu böylece anlamış oldum. Tahminimden daha zor bir iş insan yapmak! Henüz surattan öteye geçemeyişim bundan :)) Bu da, bal dudaklı kızımızla, kele yakın kafalı oğlumuzun aşkı efendim! Daha güzelleri sonraki denemelere olsun inşallah..



Bu işlerle uğraşırken ne denli deşarj olduğumu unutmuşum! Bir daha şeker hamurlarımın kurumasına izin verecek kadar uzun aralar vermicem!


Yeni yeni malzemelere ihtiyacım var.
Yeni yeni vesilelere...

Takipte kalın :))
Öperekten!

1 Eylül 2013 Pazar

Biz Yaptıklarımızı Afiyetle Yemesini de Biliriz!

Efendim, yaz tatilinin araya girişiyle hem blogu hem de faaliyetleri 1 ay kadar ihmal ettiğim doğrudur.
Tatil dönüşü ise, yapmayı özlediğim kadar yemeyi de özlediğim bir iki kapkek denemem oldu. 
İlki için, Çeşme'den gelirken bolca yanımda getirdiğim, tatlılara da ne yakışacak diye diye heyecan duyduğum Damla Sakız likörümü ve Damla Sakızı macunumu kullandım.
Sonuç mu? Biz gibi damla sakızı aşıkları için, fevkaladenin fevkindeydi :))


Bunlar, kekinde damla sakızı likörü, kremasında ise damla sakızı macunlu peynir kreması bulunan ve kocişimle afiyetle yediğimiz kapkeklerim. Sonrasında işyerinden arkadaşlarım Zeynep ve Hanım'a da götürdüm ve onlardan da tam not aldı :))


Son faaliyetim ise bu hafta sonu ev bakmak için bizim buralara gelecek olan Hanım arkadaşım için yaptığım mini Oreao kapkeklerim oldu. Malum, eskiden temin etmesi oldukça zahmetli olan Oreo'ları artık Migroslarda rahatlıkla bulabiliyoruz. Bunu gördüğüm an, bolca eve stoklamış ve bu anı beklemiştim. Kısmet bu hafta sonunaymış. İlk kez, kapkekin üst kreması için peynir kreması yerine, buttercream kullandım. Yine lezzetli olmakla birlikte, kocamla ortak kararımız, peynir kremasının daha güzel oluşu. 

Bu da, hem kekinde hem kremasında bolca oreo içeren, minik minik bir oreo kapkek efendim :))


Kendime Not:
Kapkeklerin fotoğrafını çekmeden önce, en azından bitanesinin kremasını süslü sık! Kimse buradan tadına bakamıyor sonuçta! Azcık albeni kat... 

Öperekten!

19!

Haziran-Temmuz ayları içinde kurubik faaliyetlerim epeyce tavan yapmış. Bugün yazarken bunu daha iyi anlıyorum :))
Temmuz ayında kuzenciğimin doğum günü vardı. '82 doğumlu kuzenimin 19. yaş gününü(!) ailecek kutladık. Kendisi işi gereği İstanbul'da yaşadığından ve artık doğum günlerini çok ender bir arada geçirebildiğimizden bunu bir fırsat bilerek hemen tek lokmalık kurubikler pişirdim kendisine.

Malum, temamız kendisinin 19. yaşına girişiydi :)))



Uzun zamandır kurubiklerimden uzak kalmış kuzenimin, son diye diye neredeyse tümünü bitirmesi bence çok tatlıydı :)) Yaptıklarım afiyetle yenince tuhaf bir mutluluk duyduğum doğrudur, ehe :)))

Öperekten!

Oldu da Bitti Maşallah!

İlk yazımda bahsetmiştim, şirkette bir Ayşe Hanım var ki, bütün PR çalışmalarımı üstlenmiş durumda. Odamıza her uğrayana benim uğraşımdan bahsedip, methedip durur sağolsun. Onun vesilesiyle, şirketten bir arkadaşımızın yeni sünnet olmuş olan oğlu için konu komşuya dağıtılmak üzere yeni bir kurubik siparişi almıştım yine Haziran ayı içerisinde. 

Bunlar da, Janberk bebek için hazırladığım Sünnet kurubikleri idi :))
Bu vesileyle, yapmayı çok çok istediğim nazar boncuklarını da yapabilmiş oldum!




Bu kurubiklerle de böylece ilk kez, hiç tanımadığım birilerini sevindirmiş oldum. Daha sonradan, şirketten arkadaşımın eşinin beni arayarak defalarca teşekkür etmesi, cidden çok mutluluk vericiydi benim için :))

Öperekten!

Nişan Kurubikleri ve Siftah :))

Bu sene Haziran ayı benim için çok heyecan verici geçti. 
Neden derseniz, devamı gelir ya da gelmez ama, ilk kez sipariş almaya başladım. İş yerinde yapmaktan keyif aldığım tüm bu işleri çokça destekleyen arkadaşlarımdan birisinin nişanı olacaktı ve nişan kurabiyelerini benim yapmamı istedi. 
Sipariş alma, birilerine keyfi olmasının dışında kurabiye yapacak olma fikri beni aşırı heyecanlandırmıştı. Becerebilir miyim altından kalkar mıyım diye epey düşündüm ama arkadaşın verdiği coşkuyla yapmaya karar verdim. Kelebek düşkünü, romantik ve zarif kurabiyeler isteyen gelin adayımıza, onun da seçtiği renkler çerçevesinde 70 adet kurabiye yaptım. 
Bu işimle siftah parası bile kazandım! :)))

İşte Öznur'un nişan kurabiyeleri! 







Bana bu işi verdiği ve bana güvendiği için Öznur'a çokça teşekkürler! Sırada kına kurabiyeleri olacak kısmetse :))) Dört gözle o günlerin de gelmesini bekliyoruz. Bir de çooook mutlu olmasını diliyoruz!

Öperekten!