22 Eylül 2013 Pazar

Açılmasın Aralar!

Uzun zamandır elimi şeker hamuruna karmamışım. Bu hafta sonu kısa süreliğine de olsa, denemek istediğim bir kaç modeli çalışmak için mutfağıma kapandım. Buna en büyük vesile hayranlıkla takip ettiğim pastacı blogları oldu galiba. Bir de durmadan beni gazlayan, ihmal ettiğimi hatırlatıp duran pek sevgili eş dost.. :))

Malesef, son kullanımda güzelce muhafaza edemediğim şeker hamurlarımın büyük bir kısmının kuruduğunu fark ettim. Sınırlı renkle de olsa denemelerime başladım.

Öncelikle çokçok sevdiğim baykuş modelini çalıştım. Sanırım hayalimden biraz iri bir baykuş oldu. Sonraki denemelerimde daha minik daha sevimli türlerini deneme niyetindeyim :)) Yine de şirin olmamış mı ama? Tombik baykuşumla tanışın!



Bunun yanı sıra bir de buket yapasım vardı ki, onu da ilk seferimde sınırlı renklerle deneyebildim. Farklı hayallerim vardı oysa.. Yine de fena olmadı ama sanki, ne dersiniz?



Bir kapkek delisi olan ben, bir kapkek pastalı doğum günü teması yaratmaya çalıştım. Yaklaşmakta olan yeğenim Çağan'ın doğum günününde bu modeli biraz geliştirip kutlamalara götürmeyi düşünüyorum. 



Son olarak, bayıldığım hikayeli kurubiklere bir başlangıç düzeyinde giriş olsun diye, bir kız bir erkek model çalışma gayretine girdim. Bir gıda boyası kaleminin şart olduğunu böylece anlamış oldum. Tahminimden daha zor bir iş insan yapmak! Henüz surattan öteye geçemeyişim bundan :)) Bu da, bal dudaklı kızımızla, kele yakın kafalı oğlumuzun aşkı efendim! Daha güzelleri sonraki denemelere olsun inşallah..



Bu işlerle uğraşırken ne denli deşarj olduğumu unutmuşum! Bir daha şeker hamurlarımın kurumasına izin verecek kadar uzun aralar vermicem!


Yeni yeni malzemelere ihtiyacım var.
Yeni yeni vesilelere...

Takipte kalın :))
Öperekten!

1 Eylül 2013 Pazar

Biz Yaptıklarımızı Afiyetle Yemesini de Biliriz!

Efendim, yaz tatilinin araya girişiyle hem blogu hem de faaliyetleri 1 ay kadar ihmal ettiğim doğrudur.
Tatil dönüşü ise, yapmayı özlediğim kadar yemeyi de özlediğim bir iki kapkek denemem oldu. 
İlki için, Çeşme'den gelirken bolca yanımda getirdiğim, tatlılara da ne yakışacak diye diye heyecan duyduğum Damla Sakız likörümü ve Damla Sakızı macunumu kullandım.
Sonuç mu? Biz gibi damla sakızı aşıkları için, fevkaladenin fevkindeydi :))


Bunlar, kekinde damla sakızı likörü, kremasında ise damla sakızı macunlu peynir kreması bulunan ve kocişimle afiyetle yediğimiz kapkeklerim. Sonrasında işyerinden arkadaşlarım Zeynep ve Hanım'a da götürdüm ve onlardan da tam not aldı :))


Son faaliyetim ise bu hafta sonu ev bakmak için bizim buralara gelecek olan Hanım arkadaşım için yaptığım mini Oreao kapkeklerim oldu. Malum, eskiden temin etmesi oldukça zahmetli olan Oreo'ları artık Migroslarda rahatlıkla bulabiliyoruz. Bunu gördüğüm an, bolca eve stoklamış ve bu anı beklemiştim. Kısmet bu hafta sonunaymış. İlk kez, kapkekin üst kreması için peynir kreması yerine, buttercream kullandım. Yine lezzetli olmakla birlikte, kocamla ortak kararımız, peynir kremasının daha güzel oluşu. 

Bu da, hem kekinde hem kremasında bolca oreo içeren, minik minik bir oreo kapkek efendim :))


Kendime Not:
Kapkeklerin fotoğrafını çekmeden önce, en azından bitanesinin kremasını süslü sık! Kimse buradan tadına bakamıyor sonuçta! Azcık albeni kat... 

Öperekten!

19!

Haziran-Temmuz ayları içinde kurubik faaliyetlerim epeyce tavan yapmış. Bugün yazarken bunu daha iyi anlıyorum :))
Temmuz ayında kuzenciğimin doğum günü vardı. '82 doğumlu kuzenimin 19. yaş gününü(!) ailecek kutladık. Kendisi işi gereği İstanbul'da yaşadığından ve artık doğum günlerini çok ender bir arada geçirebildiğimizden bunu bir fırsat bilerek hemen tek lokmalık kurubikler pişirdim kendisine.

Malum, temamız kendisinin 19. yaşına girişiydi :)))



Uzun zamandır kurubiklerimden uzak kalmış kuzenimin, son diye diye neredeyse tümünü bitirmesi bence çok tatlıydı :)) Yaptıklarım afiyetle yenince tuhaf bir mutluluk duyduğum doğrudur, ehe :)))

Öperekten!

Oldu da Bitti Maşallah!

İlk yazımda bahsetmiştim, şirkette bir Ayşe Hanım var ki, bütün PR çalışmalarımı üstlenmiş durumda. Odamıza her uğrayana benim uğraşımdan bahsedip, methedip durur sağolsun. Onun vesilesiyle, şirketten bir arkadaşımızın yeni sünnet olmuş olan oğlu için konu komşuya dağıtılmak üzere yeni bir kurubik siparişi almıştım yine Haziran ayı içerisinde. 

Bunlar da, Janberk bebek için hazırladığım Sünnet kurubikleri idi :))
Bu vesileyle, yapmayı çok çok istediğim nazar boncuklarını da yapabilmiş oldum!




Bu kurubiklerle de böylece ilk kez, hiç tanımadığım birilerini sevindirmiş oldum. Daha sonradan, şirketten arkadaşımın eşinin beni arayarak defalarca teşekkür etmesi, cidden çok mutluluk vericiydi benim için :))

Öperekten!

Nişan Kurubikleri ve Siftah :))

Bu sene Haziran ayı benim için çok heyecan verici geçti. 
Neden derseniz, devamı gelir ya da gelmez ama, ilk kez sipariş almaya başladım. İş yerinde yapmaktan keyif aldığım tüm bu işleri çokça destekleyen arkadaşlarımdan birisinin nişanı olacaktı ve nişan kurabiyelerini benim yapmamı istedi. 
Sipariş alma, birilerine keyfi olmasının dışında kurabiye yapacak olma fikri beni aşırı heyecanlandırmıştı. Becerebilir miyim altından kalkar mıyım diye epey düşündüm ama arkadaşın verdiği coşkuyla yapmaya karar verdim. Kelebek düşkünü, romantik ve zarif kurabiyeler isteyen gelin adayımıza, onun da seçtiği renkler çerçevesinde 70 adet kurabiye yaptım. 
Bu işimle siftah parası bile kazandım! :)))

İşte Öznur'un nişan kurabiyeleri! 







Bana bu işi verdiği ve bana güvendiği için Öznur'a çokça teşekkürler! Sırada kına kurabiyeleri olacak kısmetse :))) Dört gözle o günlerin de gelmesini bekliyoruz. Bir de çooook mutlu olmasını diliyoruz!

Öperekten!


Babasının Kızı

Efendim malum Haziran ayı içinde Babalar Günü'nü kutladık. 
Benim babam, elimizden zehir olsa yer bal gibi olmuş evladım der. Zaten benim bu kapkek kurubik işlerime de hem hayretle hem heyecanla yaklaşıyor :)) 
Annem, kendimi bildim bileli, şahane fiziğini (maşallah) koruyabilmek için az ve ölçülü beslendiğinden, hele ki zararlı şeylerden bucak bucak kaçındığından sadece yaptıklarımın tadına bakmakla yetinir. Anneme bu anlamda hiç çekmediğimi, tam anlamıyla babamın kızı olduğumu itiraf etmeliyim galiba :))
Haziran ayında bu kez de Babalar Günü'nü fırsat bilerek, bitanecik babama kakaolu kapkekler pişirdim. Üstünü de, içine vişne reçeli koyarak tatlandırdığım, peynir kreması ile süsledim. Bence lezizdi :))


Kapkeklerin kekinin yumuşak, süngerimsi ve hafif nemli olması makbulmüş.Ayıptır söylemesi ama tam öyle oluyor bunlar :)) İnternette ne kadar kaynak varsa seyrettim, yerli yabancı herkesten püf noktaları biriktiriyorum. Çeşit çeşit tarifler denemek için ölüyorum! Neden mi? Çünkü hepsinden ben de az da olsa yiyorum ve bence kapkek denilen şey, bir çeşit cennet tatlısı :)))

Kendime Not:
Gün ışığında çekilen fotoğraflardan daha iyi sonuç elde ediyorsun! Işığı her zaman doğru kullan :))

Öperekten!

İyi ki Doğdun Merto!

Güzel arkadaşım Kezboş'um, kendisine eşlik edemediğim Cupcake kursundan sonra, yine de bana tüm kurs notlarını, püf noktalarını ve videolarını vermişti. Ben de kapkek denemelerim için sabırsızlanıyordum. Derken bu senenin Mayıs ayında, eşimin yeğeni Mert'in 7. yaşı için doğum günü geldi çattı ve bana da bir vesile doğmuş oldu :)) Böylece, ilk amatör kapkeklerim pişti. Vanilyalı keklerin üzerine, limonlu peynir kreması hazırladım. Bir de şeker hamurundan, patchwork kalıplarımı kullanarak, yazı yazma denemesinde bulundum. Burada, konuyu bilenlerin rahatlıkla görebileceği teknik hatalar ard arda gözlemlenebilir tabi :)) Ancak yine de, lezzeti, tarifi gereği gerçekten 10 numara 5 yıldızdı diyebilirim :))







Bu arada ben  kapkeklerin üzerinin şeker hamuruyla süslenmesine %100 karşı bir insanım. Şahane kremalar dururken, kim neden keklerin üzerini şeker hamuruyla süslemeyi icat etmiş bilinmez. Ah keşke bir de güzel krema sıkma tekniklerini öğrenebilsem, elimi alıştırabilsem! İşe iyi sıkma uçları alarak başlamam lazım belki de. Kim bilir? 
Bu arada, kullan-at kapkek tutucularımı ben internet üzeriden Nüans Pastacılıktan sipariş ediyorum. (TIKTIK!) Migroslarda da bulunuyor ancak fiyatları daha pahalı.

Kendime Not:
Yaptıklarının fotoğraflarını daha düzgün yerlerde, koşullarda çek! Tel ızgara üstünde veya buzdolobının içinde çekilen fotoğrafların çok çikin görünüyor!

Öperekten!

Kuzumuzun Kuzusuna

Yazlıkçı olmak çok güzel şeydir. Yaz arkadaşlıkları, yaz akşamları, yaz aşkları insanı bambaşka anılarla birbirine bağlar. Benim de şu hayatta en yakın bildiğim tüm arkadaşlarım, since 1984, denecek kadar eskiye dayalı yazlık arkadaşlarımdır. 
Artık hemen hepimiz farklı hayatların peşinden de koşsak, yer yer ayrı yer yer yan yana da olsak yerleri değerli çok başkadır hepsinin.

Bu senenin, Nisan ayında, biz Akyaka kızları, ilk kez teyze olduk. Kuzumuz, Müge'miz, dünya güzeli bir lokum verdi bizlere. Naz bebek dünyaya gelmeden çok kısa bir süre öncesinde, bir kaçımız Ankara'da bir araya gelebildik Müge'yle. 
Ben de bu vesileyle, ağızlarımız tatlansın güzel bir anı kalsın istedim ve ona çeşit çeşit kurubikler hazırladım. Tüm ısrarlarıma rağmen tek bir tanesini bile yediremedim ama annelerin güzeline! :)) 
Hala evceğizinde saklamakta bu kurubikleri.. Bir gün Naz'a göstermek üzere... 







Kendime Not:
Güzel fotoğraflar çekmeliyim.
Aydınlık fotoğraflar çekmeliyim.
Böyle fotoğraflar çekmemeliyim!


Öperekten!

Teyzeyim Ben!

Blogu açtım ama devamını getiremedim gibi oldu!
Ama aklımı başıma topladım, Eylül ayı itibariyle geri döndüm :)
Geçmişe ait yaptığım kurubikleri kapkekleri anlatmaya devam efendim... 

Benim biri 6 yaşında diğeri 3,5 yaşında iki tane yeğenim var ve ben onlara tapıyorum!
Yeryüzündeki en güzel şeylerden biri, bence Teyze olmak :)) Hele ki sevilen, özlenen bir teyzeyseniz tadından yenmiyor. Çocuk kısmı sevildiğini anlıyor, kime şımaracağını da çok iyi biliyor :))

Büyük yeğenim, Azra, Şubat ayı doğumlu. Bu sene onun doğum günü için İstanbul'a gitmeden, bebeğimin doğum günü kutlaması için gelen misafirlere, kurubikler pişirip yüklendim Ankara'dan. Çocukların kaçak kaçak yiyecek masasına gidip, kurubiklerden aşırmalarını, onları kemirmelerini izledikçe yaptığım işte daha bir keyiflendiğimi itiraf etmeliyim :)) Kendi çocuklarm olursa, sırf o suratlarındaki gülümsemeyi görmek için, korkarım ki obez bir nesil yetiştireceğim! 

5 farklı tipte kurubik yaptım prensesim için. İlk ikisi, denemeyi çok istediğim, Kuzu ve Uğurböceği şeklindeki kurubiklerdi. Sanırım en çok bunlar dikkat çekti :))


  


Bunun haricinde, kız çocuk için uygun olacağını düşündüğüm, rengarenk kelebek kurubiklerim vardı.




Serinin devamında, biraz daha yeni gelen kalıplarımı denemeye yönelik hareket ettiğimi itiraf etmeliyim. Prensesime prenses taçlarıyla süslediğim kalpler ve çiçek şeklinde kurubikler götürdüm.



Şimdi bunlara bakarken, kurubiklerin üstündeki nişasta lekelerini gidermek için ıslak fırçayla sildikten sonra, neden kurumalarını beklemeden çekmişim ki fotoğraflarını diye kendime kızıyorum :)) 
Maşallah kurabiyeler ışıl ışıl parlıyor! Bunları hep zamanla öğreniyor işte insan :))

Öperekten!